tüm gece akan burnumun sorumlusu olan nezle yüzünden altında ezildiğim düşüncelere sahibim. nezle beni öldürmeyecek. iyileşmek için içtiğim iki tanecik ilaç yüzünden mi bu düşünceler arasında sıkışıyorum? dokunsan ağlayacağım, bu sebeple yalnızım. bu ağlamayacağım anlamına gelmiyor ama içini yakmayacağım anlamına gelebiliyor pekala.
ilaçlar ve yan etkileri...
fiziksel bir acıyı kaldıramadığıma karar verip kimyasal bir acıya bürünüyorum. bu saçmalık değil midir?
sanki bu gece öleceğim.
bu seni korkutmasın. ben ufacık bir hastalığımda hep bunları düşünürüm. hiç düşünmemekten iyi olabilir ama bu halle düşünmek de pek anlamlı sayılmaz.
öyle korkuyorum ki... bir şeyleri yaşanmamış kılamayız. hatırlamaktan korkuyorum, hatırlayıp da özlem duymaktan. hatırlamanızdan korkuyorum, bir iç çekişinizden. yapmak isteyip de yapma cesaretinde bulunamadığım şeylerden korkuyorum. bu dünyada kafamı yeterince kemiriyorlar. kimse bana hafızamın da öleceği garantisini vermiyor. ayrıca ölü bir hafıza yine de varlığını sürdüren bir hafızadır.
özleyeceğim, biliyorum ve korkuyorum.
bu yüzden planlıca gitmenin beni ne kadar rahat hissettireceğini bil isterim. özlemeyeceğimin garantisi olmayabilir bu, biliyorum. ansızın değil de.. en azından sadece kendimin bildiği bir anda, üstelik "vazgeçmiş" sıfatıyla. gitmek diyemiyorum ona...
9 Ekim 2011 Pazar
8 Ekim 2011 Cumartesi
bahsedilmişlik
...
kurduğu cümleleri, hayalleri, kurguları seven bir insan. belki de kafasını aklıyla yemiş bir insan...
kendi içinde, kendine güveni sonsuz olan bir insan. aklına duyduğu sonsuz güven... sanki bir yoyo gibi tam yere değecekken yukarı tırmanmış bir akıl onunkisi.....
5 Ekim 2011 Çarşamba
düş
hayır, seni tutmayacağım.
burada kimse kimseyi tutmaz.
tutulmayı bekliyorsan yukarıdakilerden medet ummalısın.
kaybetmek istediğin yukarıdakilerden.
eğer bir kürede yaşıyorsak merkez daima bir küredir.
bir noktaya yerleşeceğini sanıyorsun.
büyük kürede kapladığın küçücük alanı bile keşfedememiş olmaya güvenmişsin.
bu yüzden seni tutmayacağım.
bu yüzden de kimse beni tutmadı yukarıdan kaybolmak istediğimde.
iki boyutlu spiral bir yol izleyeceksin.
kağıda dışarıdan içeriye bir spiral çizdiğinde mutlaka bitiyordu, değil mi?
bitecek.
orası bir nokta değil.
39 numara ayakkabılarımla anca 5 ayaklık bir küreye sahip olabilirim.
gelmeni istemezdim.
çünkü buradaki herkes bir kürenin üzerinde yaşıyor.
içinde değil, merkezinde değil.
üzerinde.
ayak ucumuzdan uzattığımız doğru küreyi kesiyor.
işte biz hala o noktada neler olup bittiğini bilemiyoruz.
burayı bir nokta sanarak geldik hepimiz.
bu yüzden burada kimse kimseyi tutmaz.
bu yüzden gelmeni istemezdim.
bu yüzden umduğumuzu bulamadık.
bu yüzden çoğu, geri dönmeye kararlı gözüküyor.
içten dışa sarılan bir spiralin hayaliyle gidiyor gidenler.
sonsuza dek kıvrılmak üzere gidiyorlar.
ama bu ya, biz sadece bir nokta istiyoruz.
kıvrımları kaldıramıyoruz.
buraya daha önce de gelmiştim.
daha önce de gelmiştin.
dışa sarılan spiral hayaliyle beraber kıvrılmaya başlamıştık.
isteğimizin kıvrımlar olmadığını anlayınca tekrar tekrar bu minik küreye gelmeyi tercih ettik.
daha yeni keşfediyorum ki yazıktır bu.
olmayan bir şeyi istiyoruz seninle.
bir nokta daima çerçevelidir.
bu yüzden seni tutmayacağım.
buraya geldiğinde sana anlatacaklarım var.
sana göstermek istediklerim var.
hepsini anlattım ama buna inandığının ispatı gerek.
bir de yardımın.
bu yüzden seni tutmayacağım.
burada kimse kimseyi tutmaz.
tutulmayı bekliyorsan yukarıdakilerden medet ummalısın.
kaybetmek istediğin yukarıdakilerden.
eğer bir kürede yaşıyorsak merkez daima bir küredir.
bir noktaya yerleşeceğini sanıyorsun.
büyük kürede kapladığın küçücük alanı bile keşfedememiş olmaya güvenmişsin.
bu yüzden seni tutmayacağım.
bu yüzden de kimse beni tutmadı yukarıdan kaybolmak istediğimde.
iki boyutlu spiral bir yol izleyeceksin.
kağıda dışarıdan içeriye bir spiral çizdiğinde mutlaka bitiyordu, değil mi?
bitecek.
orası bir nokta değil.
39 numara ayakkabılarımla anca 5 ayaklık bir küreye sahip olabilirim.
gelmeni istemezdim.
çünkü buradaki herkes bir kürenin üzerinde yaşıyor.
içinde değil, merkezinde değil.
üzerinde.
ayak ucumuzdan uzattığımız doğru küreyi kesiyor.
işte biz hala o noktada neler olup bittiğini bilemiyoruz.
burayı bir nokta sanarak geldik hepimiz.
bu yüzden burada kimse kimseyi tutmaz.
bu yüzden gelmeni istemezdim.
bu yüzden umduğumuzu bulamadık.
bu yüzden çoğu, geri dönmeye kararlı gözüküyor.
içten dışa sarılan bir spiralin hayaliyle gidiyor gidenler.
sonsuza dek kıvrılmak üzere gidiyorlar.
ama bu ya, biz sadece bir nokta istiyoruz.
kıvrımları kaldıramıyoruz.
buraya daha önce de gelmiştim.
daha önce de gelmiştin.
dışa sarılan spiral hayaliyle beraber kıvrılmaya başlamıştık.
isteğimizin kıvrımlar olmadığını anlayınca tekrar tekrar bu minik küreye gelmeyi tercih ettik.
daha yeni keşfediyorum ki yazıktır bu.
olmayan bir şeyi istiyoruz seninle.
bir nokta daima çerçevelidir.
bu yüzden seni tutmayacağım.
buraya geldiğinde sana anlatacaklarım var.
sana göstermek istediklerim var.
hepsini anlattım ama buna inandığının ispatı gerek.
bir de yardımın.
bu yüzden seni tutmayacağım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)