6 Eylül 2009 Pazar

uyumayı zaman kaybı olarak düşündüğüm anlar o kadar fazladır ki. hiçbir zaman da gün boyunca uyumayı düşünmemişimdir. sabah uyuyup akşam kalkışlarım olmuştur ama tam bir günü bulmamıştır hiç.

yaklaşık 16 saat uyanık kaldığım zaman çenemden başıma doğru bir ağrı yayılıyor. sebebi 20'lik dişlerim de olabilir. daha önce hiç çıkarmadığım için bilemiyorum nasıl bir etki yaptıklarını. 17. saatte uyumayı denersem, çenemi rahatlatamamaktan dönüp durmaya başlıyorum. zaten uykum olduğu için değil, ağrıyı hissetmemek için giriyorum yatağa. ama çözüm değil. yine belli bir süre uyanık kaldığım zaman uykumun gelmesi gerekirken uykum kaçıyor. bugün de onlardan biri işte.

aynı durum nescafe içtiğimde de oluyor. beynimin yoğun bir sıvı gibi aktığını hissediyorum. bedenim uykuya ihtiyaç duyarken beynim uyanık kalmak istiyor. sonunda uykuya yenik düşebildiğimde garip rüyalarım beni bekliyor oluyor. bu sefer de rüyalarla uğraşmaktan dinlenemiyorum.

bazen miskin bir kedi olmak istiyorum. sırf her fırsatta mayışabilmek için. sobanın kenarına kıvrılmış, uyuyan o kedideki rahatlığı bulabilmek için. sonra çevirmeye üşendiğim yastığımı hatırlayıp vazgeçiyorum.

bir gizemi olmalı uykunun. özellikle rüyalarla birleştiğinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder