12 Haziran 2009 Cuma

hastalık hali

sayısını kestiremediğim günler boyunca hastaydım. belki 3 gündü belki 1 haftaydı belki de hala hastayım... bilirsin işte, benim "hastalık" derken neyi kastettiğimi. kriz anları, sinir içinde gelen deli gücüm, çarpık düşüncelerim ve dünyam, benim dünyam... kelimelere dökememenin acısına gark olmak bir yandan. isyan üzerine isyan yağdırmak, alabildiğine sessizce, alabildiğine hırçınca. hem yalnızlığı istemek hem de kurtarılmayı beklemek o andan. üzerindekini maske olarak yansıttıklarının çaresizliği bir taraftan, iyi olunca her şeyi sadece senin unutacak olman diğer taraftan. ne dediğini - ne yaptığını senin hatırlayamayacağın kadar başkalarının içine derin derin kazınması sonucu oluşan yalnızlık hali daha sonrası. kaçış isteklerin, 2. tekil kişiye hitap eden cümlelerin, iyi olma adına ümitsizliğin ve körlüğe geçişin... "bu son muydu?" düşüncesi annenin... inanamadıklarının arasına sıkışıp kalmış bir düşünce işte sana, bu son muydu?

daha tarif edilmesi gereken şey, bundan ne kadar da fazla! susuyorum ben sürekli, içime konuşuyorum. içime atıyorum çığlıklarımı. içime tıkıyorum öfkemi. ve sonunda kendi içimde boğuluyorum, boğuyorum kendimi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder