31 Aralık 2009 Perşembe

iki saattir boş boş ekrana bakıyorum. bir cümle daha yazmak için muhtemelen bir iki saat daha bakacağım.

eksik olan şey müzik. yazabilmem için gerekli olan da müzik. ... olmuyor, yazamıyorum.

deneme. deneme bir ki. deneme.

eskişehir'deyim şu an. bütün şarkılarımın silinmesi yetmezmiş gibi bir de hoparlörleri götürmüştüm istanbul'a. haliyle bilgisayardan çıkabilen sesler sadece "bip" tarzında sesler. ki o sesleri de çıkarmak biraz zahmetlice. ha bir de kasanın açık olduğunu gösteren bir ses. rahatsız edici.

böyle hoplayıp zıplayasım var. master of puppets dinlerken mesela. resmen bir ihtiyaç şeklinde. ya da oturduğum yerden war ensemble dinlerken kolumu bacağımı bir yere çarptığımda çıkan sesten korkmaya ihtiyacım var. bir keresinde bu şekilde kafama cd çantası düşürmeyi başarmıştım. korkmak, insanın içindeki tüm duyguları belli bir süreliğine işlevsiz hale getiriyor. bir de bu korku cd çantasıyla oluşunca... ama en güzel yanı, duygular işlevsizken insanın içine war ensemble dolması.. yeniden doğmak gibi.

müzik eşliğinde yazmaya biraz fazla alışmışım. şu an yazabileceğim şeyler de muhtemelen müziğin hayalinden başka şeyler olmayacak ya da dönüp dolaşıp onun eksikliğine gelecek. kafamda, güzel olacağını düşündüğüm birkaç fikir var. ancak gerçekleştirebilmem için zamana ihtiyacım var. zaman harcayarak yapabileceğim şeyler. sanırım istanbul'da bilgisayarımın ve internetimin olmasını bekleyeceğim bunun için. yalnızken yapmak daha çok zevk verecek. bir kısmı da buraya yerleşecek. istediğim gibi olursa tabii. ya da olabilirse.